ÇOCUK ve GENÇLERDE KAYGI (ANKSİYETE) BOZUKLUKLARI
Çocuklarda gelişim dönemlerine özgü kaygı ve korkulara rastlanır. Küçük çocuklar anneden ayrılmakta zorlanabilir veya karanlıktan korkabilir. Daha ileri yaşlarda taşınma, okul değişikliği, sınavlar veya arkadaş ilişkileri kaygı ve stres uyandırabilir.
Kaygı bozuklukları ve korkular
Çocuklarda gelişim dönemlerine özgü kaygı ve korkulara rastlanır. Küçük çocuklar anneden ayrılmakta zorlanabilir veya karanlıktan korkabilir. Daha ileri yaşlarda taşınma, okul değişikliği, sınavlar veya arkadaş ilişkileri kaygı ve stres uyandırabilir. Bu tür korku ve kaygılar geçici ve hafif şiddettedir. Basit ebeveyn müdahalesi ile yatışırlar. Ancak kaygı ve korkular sürekli ve şiddetli bir hale geldiğinde ve belirgin bir sıkıntıya neden olduğunda kaygı bozukluklarından şüphelenilmesi gerekir.
Çocukların günlük yaşamları, okul performansı, ev ve arkadaş ilişkileri derinden etkilenir. Çocuk ve gençlerde kaygı bozuklukları şiddetli ve belirgin sıkıntıya neden olan kaygı, endişe ve korkuların uzun bir süre boyunca devam ettiği, çocukların günlük yaşamlarını, okul performanslarını, aile ve arkadaş ilişkilerini derinden etkileyen, tedavisiz kaldığında ciddi sonuçları olan bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Yaklaşık her 10 çocuk ve gençten birinde kaygı bozukluğu görülmektedir. Kaygı bozukluğuna sıklıkla depresyon, obsesif kompulsif bozukluk ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi ek bir psikiyatrik bozukluk da eşlik eder. Kaygı bozuklukları çocuk ve gençlerin yoğun endişe, korku, iç sıkıntısı ve gerginlik hissi yaşamasına neden olur. Böyle bir durumda bir çocuk ve genç psikiyatrisi uzmanı tarafından ayrıntılı bir değerlendirme ile doğru tanının konulması ve çocuğun rahatlaması için gerekli tedavinin uygulanması gerekir.
Birçok farklı kaygı bozukluğu türü vardır. Çocuk ve gençlerde en sık karşılaştığımız türler Ayrılık kaygısı bozukluğu, Seçici konuşmazlık (Selektif mutizm), Yaygın kaygı bozukluğu, Fobiler, Sosyal kaygı bozukluğu ve Panik bozukluğudur. Ayrılık kaygısı bozukluğunda anne, baba gibi yakın kişilerden ayrılmayla ilgili aşırı düzeyde kaygı gözlenir. Çocuklar yanlarında yokken anne babanın başına bir şey geleceğinden endişe eder. Ağlama, ebeveyne sımsıkı yapışma ve panik hali ortaya çıkar. Kreşe ve okula gitmekte, sokakta oynamakta veya ev dışında kalmakta zorlanır. Tek başına uyuyamaz. Karın ağrısı, baş ağrısı gibi fiziksel belirtiler de görülür. Ayrılık kaygısı bozukluğu okul reddine neden olarak çocuğun eğitimini aksatır ve ders başarısını düşürür.
Seçici konuşmazlık, tanıdık ortamlarda yakın aile bireyleri ile sorunsuz bir şekilde konuşan bir çocuğun belirli ortam ve durumlarda konuşmaması ile karakterizedir. Çocuklar öğretmeni ve arkadaşları ile konuşmadığı için okulda ve sosyal ortamlarda sorunlar yaşarlar.
Yaygın kaygı bozukluğunda olaylar ve etkinliklerle (aile, okul, arkadaşlar, sınavlar) ilgili olarak yoğun ve gerçekçi olmayan bir endişe hali vardır. Çocuk bu endişeyi kontrol etmekte zorlanır. Rahatsızlık verici bir durumla karşılaşma olasılığı bile kaygı yaratır. Bu nedenle tüm değişkenleri kontrol altında tutmaya çalışır. Detaylarla çok vakit harcar.
Sosyal kaygı bozukluğu ise utangaçlık ve çekingenlikle ön plana çıkar. Sosyal durum ve ilişkilerin neden olduğu şiddetli bir kaygı hali görülür. Yabancıların yanında konuşamama, sınıfta söz alamama, tüm gözleri üzerinde hissetme, sosyal ortamlarda hata yapıp utanç duyacağı düşüncesi ile bu ortamlarda bulunmaktan kaçınma önde gelen işaretlerdir. Kaygı bozukluğu olan çocuklar stresli bir durumdayken kendilerini yatıştırmakta zorlanır ve bir zorlukla karşılaştıklarında çabuk pes edip denemekten vazgeçerler. Kaygı bozukluklarına duygusal ve davranışsal belirtilerin yanında nefes darlığı, çarpıntı, dikkat ve uyku sorunları gibi fiziksel ve bilişsel belirtiler de eşlik eder. Ayrıca huzursuzluk, sinirlilik ve saldırganlık da gözlenebilir.
Çocuk ve gençlerde kaygı bozuklukları uzun bir süre dışarıya yansımadan devam edebilir. Ailelerin; çocuklarındaki korkuları, gerginlik, endişe, huzursuzluk, görev ve etkinliklerden kaçınma, içe kapanma ve sinirlilik hırçınlık gibi dışa yansıyan belirtileri takip etmesi gerekir.
Kliniğimize kaygı ve korkuları nedeniyle başvuran çocuklarda tanısal değerlendirme Doç. Dr. Fahri Çelebi’nin muayenesi ve aile ile yaptığı görüşmelerle başlar. Çocuğun durumuna göre okuldan bilgi alınır, ilave test ve tetkikler yapılır. Kaygı bozukluğuna eşlik eden başka bir psikiyatrik bozukluğun olup olmadığı belirlenir. Sonrasında en son güncel bilgiler ışığında çocuğun yaşı, becerileri, kaygı bozukluğunun tipi, şiddeti ve eşlik eden diğer durumlar göz önünde bulundurularak kişiye özel ilaç, psikoterapi (oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapiler), aile eğitimi ve aile terapisi tedavilerini ayrı ayrı veya kombine olarak içeren bir tedavi düzenlenir. Tedaviye yanıt; yan etki ve etki açısından klinikte yapılan muayeneler ve telefonla iletişim kanalları üzerinden yakın bir şekilde takip edilir.